Womenist dergisi 2011 /söyleşi,Pırıl Güleşçi Arıkonmaz/pg art galeri

 Uzun yıllardır çağdaş sanat alanında ürettiği çalışmalarıyla tanıdığımız Gonca Sezer’le, geçmiş ve yeni projeleri hakkında konuştuk...

‘’ Bu şehirde hızla değişen görüntüleri, verilen tavizleri, bozuk  kentleşmeyi ve çıkar oyunlarını, ‘Bozuk’ adlı yerleştirmemde kaldırım taşları üzerinden okutuyorum. ’’ None Suma Han’da Yeşim Ağaoğlu ile paylaştığınız ‘ARTIK Mekan’ adlı bağımsız bir sanatçı insiyatifiniz vardı. Yaklaşık iki sene faaliyet sürdürdüğünüz bu mekanda neler yaptınız?
2008-2010 yılları arasında sanatçı arkadaşım Yeşim Ağaoğlu ile birlikte ticari olmayan bir mecrada işlerimizi göstermek, üretimimizi sergilemek, izleyiciyle buluşturmak amacıyla ‘ARTIK Mekan’ı oluşturduk. Burada belirli periyodlarla, sürekliliği olan sergiler ve etkinlikler gerçekleştirdik. Kişisel ve ortak sergilerde, zaman zaman diğer sanatçıları da davet ederek üretimlerimizi paylaştık.

Kar amacı gütmeyen bu bağımsız  mekan yaklaşık iki buçuk sene boyunca çevresinde faaliyet gösteren diğer mekanlarla iletişim içinde, farklı sosyal konulara değinerek, kamusal alanda sanat gerçekleştiren bir yer oldu. Daha sonra 2010 İstanbul Kültür Başkenti programının davetiyle Berlin de ‘İstanbul off Spaces’ kapsamında çalışmalarımızı sergileme imkanı da bulduk. None Aynı zamanda öğretmenlik de yapıyorsun. Eğitim vermek senin sanatçı yönünü nasıl etkiliyor?
Çocuklar ve gençlerle çalışıyorum. Sanat eğitiminde öğrencilere farklı bakış açıları sunmak, onların kendilerini sanatla ifade etmelerini sağlamak, benim sanatçı yönümü besleyen bir durum. Ortaya çıkardıkları işler süprizlere açık ve şaşırtıcı olabiliyor.
Çağdaş sanat üreten bir sanatçı olarak sanatın ‘güncel’ olması kavramını nasıl tanımlıyorsun?
Güncel sanat sanırım çağdaş sanattan ayrı düşünülemez. Güncellik çabuk yakalanması gereken güne ait olanı göstermekle ilgili. Ben de güncel olandan yola çıkıyorum. Ama bu etkilenme ya da iletişim diğer konularıma ya da meselelerime eklenerek oluşuyor. Üretimlerimi bazen projeler üzerinden oluşturuyorum. Daha doğrusu bazı konularım oluyor, onların üzerinden çalışmaya başlıyorum. Böylelikle hangi malzemeyi kullanmam gerektiği de ortaya çıkıyor: Pentür, desen ya da fotoğraf. None Çalışmalarında özellikle odaklandığın kavramlar, meseleler var mı?
Konularım arasında kimlik, toplumsal etkiler ve zaman var. Kadının  toplumumuzdaki duruşu ve sorunları üzerine de yoğunlaşıyorum. Şehir yaşantısı ve hızla değişen ekolojik dengenin yansımaları da yaptığım işlerde görülüyor.

Seninle Eylül’de Tahtakale Hamamı’nda gerçekleşecek ‘Tekinsiz Oyunlar’ adlı projemizde beraber olacağız...
Evet. ‘Bozuk’ adını verdiğim yerleştirmemle katılacağım bu sergiye. Yaşamsal değeri olanın yok edilmesiyle ortaya çıkan, çarpık şehirleşmenin getirdiği sorunlarla birleşen megakent görüntülerinin adeta ‘ucube’ olarak karşımıza çıkması, yasaklanan ama her nasılsa tekrar yapımına izin verilen gökdelenlerin şehir üzerindeki hakimiyeti, tarihsel dokudaki İstanbul’a farklı bir görünüm kazandırdı. Bu projemde kentsel yaşantıya ve değişime dair referanslarım olacak. Yaşadığımız  kentsel dönüşümü, çektiğim ve üzerinde oynayarak bozduğum imgeleri, bu tarihi mekanın zeminine döşeyeceğim kaldırım taşları üzerinden okutacağım